HAFTANIN PORTRESİ . ŞAİR NECİP FAZIL KİMDİR?

Necip Fazıl Kısakürek, takvim yaprakları 1904 senesini gösterdiği bir dönemde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Maraşlı bir ailenin oğlu olan şairin babası bir hukukçu, annesi ise Girit Ensarlarından birinin kızıdır. Necip Fazıl Kısakürek, ailenin tek çocuğudur ve ismini de babasının dedesi Necip Efendi'den almıştır.

 Necip Fazıl Kısakürek, zor sayılabilecek bir çocukluk geçirmiştir. Kız kardeşi daha küçük yaşlarda vefat eden şairin bu yılları neredeyse tamamı dedesinin Çemberlitaş'taki konağında geçmiştir. Kısakürek, İstanbul'da Bahriye Mektebi'ne giderken şiirle ilgilenmeye başlamıştır. İstanbul işgal edildikten sonra da annesiyle beraber Erzurum'daki akrabalarının yanına gitti.

 1934 yılına gelindiğinde şairin yaşamında büyük değişiklikler oldu. Kendisi bu dönemde Büyük İslam alimi Silsile-i Aliyyenin büyüklerinden Abdülhakim Arvasi ile tanıştı. Bu Allah dostu alimle yaptığı konuşmalarda da ciddi düşünce dönüşümleri yaşadı. Bu noktadan sonra da şairin eserlerinde tasavvufi detaylar görülmeye başladı. Bu fikirlerle uzunca süre şiir yazan Kısakürek, 1941 senesinde Fatma Neslihan Balaban ile bir izdivaç yaptı. Bu evlilikten de; Mehmet, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep isimlerinde beş tane çocuğu oldu.

 Necip Fazıl Kısakürek, evlendikten 1 sene sonra askerlik yapmak için 45 günlüğüne Erzurum'a gönderildi. Burada da yazmaya devam eden şair, siyasi içerikli bir eser kaleme aldı. Bu yazı sebebiyle de mahkum edildi ve hapis yatmak üzere Sultanahmet Cezaevi'ne gönderildi. Şairin hapis yattığı tek süre ise bununla sınırlı kalmadı. Bu bağlamda, kendisi 1960 darbesi sonrasında evinden alındı ve yaklaşık 4 ay Balmumcu Garnizonunda kaldı.   Bundan sonra da yaklaşık 13 ay kadar cezaevinde kaldı. Yaşamı boyunca çok sayıda eser veren ve ödüle layık görülen Necip Fazıl Kısakürek, 25 Mayıs 1983 tarihinde hayata veda etti.
    NECİP FAZIL KISAKÜREK ŞİİRLERİ  Necip Fazıl, yaşamı boyunca çok sayıda şiir yazmıştır ve bunu kitaplarında birleştirmiştir. "Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar." Dizeleri şairin Beklenen isimli şiirinin ünlü dizelerdir. Necip Fazıl Kısakürek'e ait olan diğer şiirler ise aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.

 - Sakarya Türküsü

 - Kaldırımlar

 - Anneciğim

 - Zindandan Mehmed'e Mektup

 - Aç Kapıyı

 - Canım İstanbul

 - Çile

 - Ağlayan Çocuklar

 - Veda

 - Aynalar

 - Gençliğe Hitabe

 - Allah Derim

 - Ölünün Odası

 - Allah Diyene

 - Babadan Oğula

 - Anneme
3NECİP FAZIL KISAKÜREK SÖZLERİ NECİP FAZIL KISAKÜREK SÖZLERİ  Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret.

 Yalnızım diye üzülmüyorum çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz.

 İçimizde bu kadar perişan hale getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık.

 İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.
NECİP FAZIL KISAKÜREK KİTAPLARI   NECİP FAZIL KISAKÜREK KİTAPLARI   Necip Fazıl Kısakürek, daha çocuk sayılabilecek bir yaşta şiir yazmaya başlamıştır. Şairin ilk şiir kitabının kendisi henüz 17 yaşındayken yayınlandığı bilinir. Hatta bu şiirler Milli Eğitim Bakanlığı ders kitaplarına da eklenmiştir. Necip Fazıl'ı üne kavuşturan ilk kitapları ise; Örümcek Ağı (1925), Kaldırımlar (1928) ve Ben ve Ötesi (1932) olarak sıralanabilir. Bunun dışında bilinen diğer eserleri ise; Bir Adam Yaratmak, Son Devrin Din Mazlumları, Çile ve Aynadaki Yalan'dır.   1980de Sultanuş Şuara unvanını aldı     1980'de "Sultanu'ş Şuara" unvanını aldı  Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) tarafından 1975'te mücadelesinin 40'ıncı yılı münasebetiyle jübile düzenlenen Kısakürek, 1976'dan 1980'e kadar 13 sayı "Rapor" dergisini yayımladı.

Okura büyük ufuk aşılayan 1943'le 1978 yılları arasındaki 36 yıllık Büyük Doğu külliyatı, Anadolu coğrafyasının sınırlarını aşan bir sesi yeryüzüne taşır.

Türk Edebiyatı Vakfınca 1980'de "Sultanu'ş Şuara (Şairler Sultanı)" unvanı verilen Necip Fazıl Kısakürek, Baki'den sonra bu unvanına sahip ikinci şair olarak tarihe geçti. 1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü verilen Kısakürek, 1981'de Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı, 1982 yılında da Türkiye Yazarlar Birliği "Üstün Hizmet Ödülü"nü aldı.

"Üstad" olarak anılan Kısakürek, hayatı boyunca "Künye", "Sabır Taşı", "Çerçeve", "Para", "Vatan Şairi Namık Kemal", "İdeolocya Örgüsü", "Son Devrin Din Mazlumları", "Halkadan Pırıltılar", "Çöle İnen Nur", "Maskenizi Yırtıyorum", "Ulu Hakan II. Abdülhamid Han", "Kanlı Sarık", "Sonsuzluk Kervanı", "At'a Senfoni", "Sahte Kahramanlar", "Her Cephesiyle Komünizm", "Babıali", "Ahşap Konak" ve "Reis Bey"in de aralarında bulunduğu çok sayıda esere imza attı.

Usta edebiyatçının "Bir Adam Yaratmak" eseri 1977'de Yücel Çakmaklı tarafından televizyona, "Reis Bey" adlı eseri ise Mesut Uçakan tarafından sinemaya uyarlandı. "Bir Adam Yaratmak" eseri 2002'de, "Reis Bey" eseri 2017'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konulan Kısakürek'in "Reis Bey" oyunu ayrıca 2012'de Devlet Tiyatrolarınca tiyatroseverlerin beğenisine sunuldu.

Aksiyon ve dava adamı Kısakürek, şiirde olduğu kadar Türk fikir, siyaset ve sosyal hayatında emsalsiz izler bırakırken pek çok ismin hayatına yön verdi.

Yaklaşık 80 yıllık ömrüne birçok gazete ve dergide sayısız yazı, "Ağaç", "Rapor" ve "Büyük Doğu" adlarıyla çıkardığı dergi, düzineleri aşan konferans ve hitabenin yanı sıra 70 eser sığdıran Üstad, şeker hastalığı sebebiyle Erenköy'deki evinde 25 Mayıs 1983'te vefat etti. Cenaze namazı, Türkiye'nin her tarafında binlerce gencin katılımıyla Fatih Camisi'nde kılınan Kısakürek'in naaşı omuzlarda taşınarak, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.

 
 




Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 1  kişi beğendi